Çocuklara hiç mi aferin demeyeceğiz? Maşallah diyebilir miyiz? Olumlu ya da olumsuz davranışlarına tepki vermeyecek miyiz?
Klasik psikoloji kitaplarına baktığımız zaman, mükafatı şu şekilde tanımlıyor:
1- Çocuğa fiziksel bir ödül vermek: Çikolata ya da oyuncak gibi maddi bir şey
2- Çocuğa duygusal bir ödül vermek: Çocuk bir iş yaptığında ” Aferin” diye hitap etmek, çocuğun başını okşamak, çocuğa tebessüm etmek, çocuğa o sırada ilgi göstermek.
Ancak çocuğun saçını okşamak bir mükafat değildir ki… Bu, senin ebeveynlik görevindir. Senin öğretmenlik görevindir. Onu bir mükafat olarak düşünemezsin.
Çocuğun yüzüne dokunmak, çocuğun karşısında onun boy hizasına gelerek;
“Bir şey mi söyledin? Biraz önce duyamadım, kusura bakma.”
“Aferin, yapmışsın!”
“Hay maşallah! Ne kadar da güzel oldu!” diyebilmek, tarif ettiğim şekilde ödülün içerisinde yer almıyor. Bunlar zaten insan olmanın bir gereği olarak, bir ebeveyn olarak çocuğa sunacağın şeyler zaten. Bunları ödül kategorisi içerisinde görmüyorum. Eğer bunları da ödül olarak görürsek, ebeveyn-çocuk ilişkisini mekanik bir hale sokmuş oluruz.
Fakat şöyle yapılırsa tehlikeli olur; çocuk resim yapmış ya da dişlerini fırçalamış, anne “Ne kadar da güzel olmuş kızım” yerine,
“Aman aman babası, koş koş! Ne kadar da güzel resim yapmış benim canım kızım!”
“Babası koş koş! Ne de güzel dişlerini fırçalamış benim oğlum!”
gibi ifadeler kullanılırsa, bu ödül değil abartıdır. Doğallıktan çıkmış, çocuğu yönlendirmek amaçlı, çocuğun yaptığı şeyi hissetmesinin önüne geçen, çocuğun yaptığı çalışmanın hazzını, keyfini, yapabilme becerisinin önüne geçen abartılı bir davranıştır. Bunun adı ödül değil, dengeyi kaybetmiş bir yetişkin tavrıdır. Çocuk diş fırçaladığı, temizlendiği, haz aldığı için mutlu olmalı. Aksi takdirde annesinin mutluluğunun kendisine duyurduğu keyfi yaşamaya başlar. Böylesi bir çocuk, diş fırçalayacağı bir anda, annesinin aynı davranışlarını yine görmek isteyecektir. Annesiyle tartıştığı bir sırada, “Dişlerimi fırçalamıyorum!” diyecektir.
Bütün duygu dünyamızla var olmaya çalışacağız ama abartıya kaçmayacağız.