AZÎZ: Üstün, kuvvetli, güçlü, şerefli, mağlup edilmesi mümkün olmayan, galip olan.
MÜHEYMİN: Gözetici ve koruyucu olan, doğrulayıcı ve güvenilir.
MÜ'MİN: İnanan ve koruyan.
SELÂM: Bütün ayıplardan arınmış. Herçeşit ayıptan selâmette‚ her türlü âfetten berî demektir.
KUDDÛS: Her türlü kötülük ve eksiklikten uzak, temiz, kutsal, yüce ve saygın olan.
MELİK: Herşeyin hakimi, bütün kâinatın hükümdarı.
RAHÎM: Rahmeti bol, Acıyıcı.
RAHMÂN: Yarattığı bütün canlılara nimet veren. Engin rahmet sahibi.
ALLAH: O'nun zat ve özel ismidir. Diğer isimler fiilleri, sıfatları ve tecellileri ile ilgilidir.
REZZÂK: Rızık ihsan edici, tekrar tekrar, bol bol rızık veren.
VEHHÂB: Karşılıksız veren, sonu gelmeyen bağışların sahibi.
KAHHÂR: İsyankarları kahreden, hiç bir şekilde mağlub edilemeyen, üstün gelinemeyen.
GAFFÂR: Günahları tekrar tekrar, çokça bağışlayan.
MUSAVVİR: Tasvir eden, herşeye şekil ve suret veren.
BÂRİ: Yaratan, kusursuzca var eden.
HÂLIK: Her şeyi temelden yaratan.
MÜTEKEBBİR: Büyüklük ve ululukta tek olan, her şeyde ve her hadisede büyüklüğünü gösteren.
CEBBÂR: Dilediğini zorla yaptıran, azametli, ihtiyaçları gideren, işleri düzelten.
SEMÎ': Her şeyi işiten.
MÜZİLL: Alçaltan, zillet veren, hor ve hâkir eden.
MUİZZ: İzzet veren, yükselten, aziz kılan.
RÂFİ: Dereceleri yükseltici, rızkı yükseltici.
HÂFİD: Aşağıya indiren, alçaltan, değerini azaltan.
BÂSİT: Ruhları bedenlere yerleştiren, genişleten, açan ve bolluk veren.
KÂBİD: Ruhları kabzeden, sıkan, daraltan, rızkı belli ölçülerde veren.
ALÎM: Her şeyi çok iyi bilen, hakkıyla bilen.
FETTÂH: Hayır kapılarını açan, hüküm veren.
ŞEKÛR: Kullukları kabul edici, az amele çok sevap veren, şükrü kabul edip çok ihsan eden.
GAFÛR: Kullarının günahlarını çok örten, onları cezalandırmayan ve bağışı bol olandır.
AZÎM: Çok ulu, sonsuz büyük.
HALÎM: Yumuşak davranan. Hilm ile muamele eden.
HABÎR: Herşeyin iç yüzünden, gizli taraflarından haberdar.
LATÎF: En ince noktalara kadar ihtiyaçları gören gözeten.
ADL: Çok adaletli, mutlak adil.
HAKEM: Hükmedici, bilgisi ve adaletiyle nihai hükmü veren.
BASÎR: Her şeyi gören, çok iyi gören.
MÜCÎB: Dualara icabet eden.
RAKÎB: Bakıp gözeten ve kendisinden hiçbir şey gizlenemeyen.
KERÎM: Çok cömert, istemeden veren, vesilesiz ihsan eden.
CELÎL: Ululuk, azamet ve büyüklük sahibi, emir ve yasak koyma hakkına sahip.
HASÎB: Hesap Görücü, her şeyi saymışcasına bilen, hesaba çeken.
MUKÎT: Gıda veren, bakıp koruyan.
HAFÎZ: Gözetici, koruyucu.
KEBÎR: Mutlak büyük. Ululardan ulu olan.
KAVÎ: Her şeye gücü yeten, kudretli olan.
VEKÎL: Güvenilip dayanılan.
HAKK: Hak ve hakikatın kendisi, gerçeklerin gerçeği.
ŞEHÎD: Her şeye şahit olan,O'ndan saklı olmayan.
BÂ'İS: Öldükten sonra dirilten.
MECÎD: Şanı büyük ve yüksek, ikramı çok, yüce.
ALİYY: Çok yüce, yüceltici.
VEDÛD: Seven, bütün mahlukatın hayrını isteyen, onlara ihsan eden.
HAKÎM: Hikmet ve hüküm sahibi, yerli yerine koyan.
VÂSİ': İlmi ve rahmeti geniş ve sınırsız, geniş olan.
HAYY: Ebedî hayat sahibi olan.
MÜMÎT: Öldüren, ölümü yaratan.
MUHYÎ: Hayat veren, dirilten.
MUÎD: Öldükten sonra tekrar dirilten.
MÜBDİ': Maddesiz ve örneksiz yaratıcı, yoktan yaratıp var eden.
MUHSÎ: Her şeyin sayısını bilen.
HAMÎD: Hamd edilen, övülen, övgüye layık bulunan, öven.
VELÎ: Mü'minlere dost, yardım eden, destek veren.
METÎN: Çok sağlam, kuvvetli.
MUAHHİR: İstediğini sona erteleyici, yüksek mertebelerden indirilen.
MUKADDİM: İstediğini öne alıcı, dilediğinin mertebesin yükselten.
MUKTEDİR: Kudret sahipleri üzerinde istediği gibi tasarruf eden, mutlak güç sahibi.
KÂDİR: İstediğini istediği gibi yapamaya gücü yeten.
SAMED: Hiçbir şeye muhtaç olmayan, herşey kendisine muhtaç olan.
VÂHİD: Her şeyiyle bölünmez bir tek.
MÂCİD: Şanı yüce, ulu ve cömert.
VÂCİD: İstediğini istediği an bulan, hiç bir şeye ihtiyacı olmayan.
KAYYÛM: Kendi kendine kaim olan.
MÜMTAKİM: Suçluları tecziye eden. İntikam alan.
TEVVÂB: Tövbeleri kabul eden.
MÜTEÂLÎ: Pek yüce, yüceler yücesi, aklın alabileceği herşeyden pek yüce.
BERR: Kullarına şefkatli olan, iyilik yapan.
VÂLÎ: Yardım eden, destek veren, veli, dost, işleri düzenleyen, yöneten ve idare eden.
BÂTIN: Gizli, her şeyde gizli, O'ndan gizli bir şey olmayan.
ZÂHİR: Görünen, varlığı aşikar olan.
ÂHİR: Varlığının sonu olmayan.
EVVEL: Varlığının başı olmayan.
MÂNİ': Dilediğini engelleyen.
MUĞNÎ: Dilediğini zengin eden.
GANÎ: Çok zengin, hiçbir şeye muhtaç olmayan.
CÂMİ': İstediğini istediği zaman istediği yerde toplayan.
MUKSİT: Adalet gösterici, adaletin gerçek sahibi, hükmünde adil.
ZÜ’L-CELÂLİ VE’L-İKRÂM: Ululuk ve ikram sahibi.
MÂLİKÜ’L MÜLK: Mülkün ebedi sahibi.
RAUF: Çok şefkat ve merhamet gösteren, çok esirgeyen, kolaylık sağlayan.
AFÜVV: Affeden, bağışlayan.
SABÛR: Çok sabırlı, sabreden, cezayı erteleyen.
REŞÎD: Doğru yolu gösteren.
VÂRİS: Bütün servetlerin gerçek sahibi.
BÂKÎ: Varlığının sonu olmayan.
BEDÎ': Eşi, benzeri olmayan şeyler yaratan.
HÂDÎ: İstediğini hidayete erdiren.
NUR: Alemleri nurlandıran, aydınlatan.
NÂFİ': İstediğine fayda sağlayan, O'nun takdiri olmadan kimseye yarar verilemeyen.
DÂRR: Dilediğine bela verici, zarar verici, O'nun takdiri olmadan kimseye zarar verilemeyen.