Peygamber Efendimiz bir gün, Hz.Ali’ye sordu:
“Ya Ali, Allah’ı sever misin?”
“Hiç Şüphesiz!”
“Beni sever misin?”
“Elbette.”
“Peki hanımın Fatımayı?”
“Evet.”
Pekala, ya Hasan’la Hüseyin’i?”
Severim ya Resûlullah!”
Sorduğu sorulara aldığı cevaplardan sonra, Peygamberimiz, Hz. Ali’ye bu seferde şunu sordu:
“Peki, bu kadar sevgiyi bir tek kalbe nasıl sığdırıyorsun?”
Hz.Ali, Allah’ın Peygamberi’nin bu sorusuna hemen cevap vermedi. Evine gidip, hanımına –Peygamber Aleyhisselam’ın sevgili kızı, Fatıma Validemiz’e- kendisine sorulan soruyu aktardı ve ondan bir cevap istedi. Hz.Fatıma ona şöyle bir cevap verdi:
“Bunun cevabı, bilinmeyecek şey değildir. Allah’ı sevmen imanından ve aklındandır. Peygamberi sevmen, gönlündendir. Beni sevmen nefsindendir. Hasan ve Hüseyin’i sevmen ise babalığının gereğidir.”
Hz.Ali, Fatıma Validemiz’den aldığı bu cevabı doğruca Peygamber Aleyhisselam’a aktardı.
Sorusuna verilen cevaptan memnun olan Resulûllah, cevabın kimden geldiğini anlamıştı. Kızı Fatıma Validemiz’i kastederek şöyle buyurdu:
“Bu meyve, peygamberlik ağacından alınmışa benziyor.”
Sevgi Öyküleri, 139
Zafer Yayınları
asıl kaynağı nedir bu kıssanın? nereden alıntı?