Öyleyse hemen onun yanına git, bu sevginden haberdar et ve onu da sevindir.

“Hayır ve sevap olarak bir şey işledin mi?” diye sormuşlardı...Melekler: “Biraz düşün” dediler.

Ey Allah’ın Resûlü, ümmetinden henüz gelmemiş olan bir kimseyi nasıl bilir ve tanırsın?

Ey falan!” dedi. “Zenginliğinin ona kaçmasından mı, yoksa onun fakirliğinin sana bulaşmasından mı endişelendin?”

Siz Rabbimizin hayat sahibi olduğunu, asla ölmeyeceğini, halbuki İsa (a.s.) ya yokluk arız olacagını, bilmiyor musunuz?

“Evet! ‘Ey Allah’ım bana âhirette vereceğin cezayı dünyada ver! derdim” diye cevap verdi.

Peygamber aleyhisselâm elini o yiyeceğin içine sokunca, bir de baktı ki, o şeyin içi ıslak.

Hayır öyle bir şey yok, Allah için kendisini sevmemden başka bir işim yok, dedi

Ağlıyordu. O'nun ağladığını gören dostlarıda ağlamaya başladılar. Hiçbiri, kalplerinin sevgilisini, böyle hüzünlü gör meye dayanamazdı

Allah'ım Aişe'nin geçmiş, gelecek, gizli ve açık bütün günahlarını bağışla

Benim on tane evladım var, bunlardan hiç birini öpmedim' dedi. Peygamber Aleyhisselam kendisine baktı ve

Ey Allah'ın Resulü, ben şu geçen adamı çok seviyorum' dedi.