10.153 Görüntüleme Yakın Tarih 0 Yorum

34’üncü Osmanlı Padişahı Sultan 2. Abdülhamid, özellikle 1800’lerin son çeyreğinde tüm dünyada gündeme gelen ve stratejik bir maden olduğu kabul edilen petrol için büyük çaba harcamıştı. Padişah tarafından hazırlanan bu petrol haritası ile, “Güneydoğu’da petrol var mı, yok mu?” sorusuna bir asır önce cevap verilmişti.

Haritaya göre Güneydoğu Anadolu’nun neredeyse tamamında yüksel ölçekte petrol rezervleri bulunuyor. Görevli mühendisler araştırmalarını Doğu ve Güneydoğu ile sınırlı tutmayıp Osmanlı toprakları içinde bulunan Zaho, Erbil, Kerkük, Süleymaniye, Musul ve Bağdat gibi bölgeleri de taramışlar. En ilginci ise, 106 yıl önce hazırlanan petrol haritasının birçok yerinde hâlihazırda petrol çıkarılıyor olması. Geçtiğimiz yıl Barzani ailesi tarafında Habur Çayı’nın öteki kıyısında çıkartılan ve Türkiye’nin, tabir yerindeyse, iştahını kabartan petrol kuyuları bunlardan sadece biri.

Kendi kesesinden harcadı

Sultan 2. Abdülhamid, bilhassa 1800’ün son çeyreğinde tüm dünyada gündeme gelen ve stratejik bir maden olduğu kabul edilen petrol için büyük çaba harcadı. Fakat o zamanlar yetişmiş jeoloji ve maden mühendisi olmaması Devlet-i Aliyye’nin elini kolunu bağlıyordu. Uğruna savaşların çıkartılacağı, yeni bir dünya düzeninin oluşturulacağı petrolün ehemmiyetini anlayan Abdülhamid Han, sıkıntıları kendi fedakârlıkları ile aşmasını bildi. Hazîne-i Hâssa’sından, yani şahsî mal varlığından ödenek çıkartarak, geniş çaplı bir petrol rezervi tespit çalışması başlattı. Sultan’ın kendi parasıyla yaptırdığı bu çalışmada, yabancı ve yerli mühendisler eşliğinde Musul ve Bağdat bölgesinde, Dicle ve Fırat havzasında petrol taraması yapıldı. Alman maden mühendisi Paul Groskoph ve Habib Necib Efendi yönetimindeki araştırma ekibi, çalışmalarını 22 Ekim 1901’de Sultan Abdülhamid’e sundular.

Hakkâri ve Bitlis vurgusu

Bu zamana kadar söylenegelen ancak mahiyeti hakkında fazla bilgi bulunmayan Sultan’ın petrol haritası, sadece Kuzey Irak’ta değil, Hakkâri ve Bitlis’te de petrol bulunabileceğini gösteriyor. Haritayı hazırlayan heyet, Bitlis Suyu denilen çayın kıyısı boyunca önemli petrol rezervleri tespit etmiş. Heyetin başkanı Paul Groskoph, petrol noktalarını tek tek tespit ettiklerini aktarırken, takip ettikleri güzergâhı da detaylı bir şekilde anlatıyor. Petrol havzasını dolaşan Groskoph, Siirt tarafında ve Dicle Nehri kıyısında zengin petrol rezervlerinin bulunduğunu belirtiyor. Dicle Nehri kıyısındaki noktalarda yeterli araştırmayı yükselen sulardan dolayı yapamadıklarını da raporuna ilâve eden Groskoph, nehrin kıyısı dışında, Dicle’nin kıyı şeridi boyunca uzayıp giden yüksek dağlarda da petrol bulunduğunu arz etmiş. Groskoph, o dönemin teknik imkânları sebebiyle 900 metre yükseklikteki bu dağlardan petrolün çıkarılması ve nakliyatının zor olacağını hatırlatmayı da unutmamış.

‘Kerkük’te bol petrol var’

Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da çalışmalarını tamamlayan heyet daha sonra, bugün Irak sınırları içinde kalan merkezlerde petrol taramasına devam etmiş. Kerkük, Babagürgür, Zaho, Süleymaniye, Bağdat, Musul ve Altınköprü’deki petrol noktaları, kilometre ve yerleşim yerlerine göre yön tayini yapılarak kayıt altına alınmış. Raporda Kerkük ve şehre 15 kilometre uzaklıktaki Babagürgür bölgesinde yoğun miktarda petrol rezervinin bulunduğu belirtiliyor. Ekip, yaptığı tetkikler neticesinde en kaliteli petrolün Bağdat yakınlarındaki El-Kayra ile Mendel’de olduğu kararına da varıyor. Ne var ki, kısa bir zamanda bu kadar noktada tarama yaptırarak günün kıt imkânlarına rağmen petrol tespitini belgelendiren Abdülhamid Han’ın saltanat ömrü petrol çıkartmaya yetmiyor.

Mühendisin iki önemli notu

Ulaşımın Dicle’de sal üstünde, karada da at ve eşek sırtında yapıldığı bir dönemde aylarca süren bu çalışmanın neticesinde, Başmühendis Paul Groskoph, ince detayların yer aldığı raporun sonuna iki önemli noktayı da ilâve etmeyi unutmamış: “Dicle ve Fırat nehirleri havzasında zengin ve mühim petroller bulunuyor. Bunların işletilmesi ve pazarlanması için Bağdat’a uzanan bir tren yolu lâzım. 1889’da inşaatına başlanan ve 1902’de biten (Hicaz) demiryolu, petrolün Anadolu’ya taşınmasını sağlayacaktır. Bunun için ana hatta sadece birkaç ilâve ek hattın yapılması yeterlidir.” Başmühendisin ikinci notu ise, iyi değerlendirilmesi durumunda bu petrol coğrafyasının gelecekte “dünyanın en önemli merkezlerinden” biri olacağı...

>>> 106 yıl önce çizilen petrol haritası

Petrol rezervi tespit edilen 65 nokta

1. Diyarbakır

2. Mardin

3. Bismil

4. Hazro Çayı

5. Sinan

6. Batman Çayı

7. Dicle

8. Midyat

9. Bedran

10. Bitlis Suyu

11. Tulan

12. Siirt

13. Botan Çayı

14. Habur

15. Fındık

16. Cizre

17. Dehuk

18. Zaho

19. Habur Çayı

20. Hakkari

(Çölemerik)

21. Ahmediye

22. Bisan

23. Alkuş

24. Akra

25. Büyük Zap

26. Revanduz

27. Musul

28. Karakuş

29. Nemrut

30. Küçük Zap

31. Erbil

32. Köysancak

33. Altınköprü

34. Şargat

35. Hamrin Dağı

36. Kerkük

37. Taşhurmatı

38. Tavuk

39. Karadağ

40. Süleymaniye

41. Karadağ

42. Aksu

43. Tuzhurmatı

44. Kefri (Salahiye)

45. Deli Abbas

46. Tikrit

47. Samarra

48. Haso çayı

49. Narbin Suyu

50. Diyale Suyu

51. Ramadi

52. Felluce

53. Mendeli

54. Bakuba

55. Kâzımiye

56. Bağdat

57. Museyyeb

58. Hılle

59. Kerbela

60. Hit

61. Fırat

62. Anah

63. El-Kadim

64. Ebu Kemal

65. Meydani

Facebook'ta Paylaş Twitter'da Paylaş