İhsanda israf olmadığı gibi, israfta da hiçbir hayır yoktur

9.602 Görüntüleme Akıl Hikayeleri, Düşündüren Hikayeler 1 Yorum

Sahabenin Abâdile-i Seb’a-i meşhuresinden olan Abdullah İbn-i Ömer Hazretleri ki, Halife-i Resûlullâh olan Fâruk-u Âzam Hazret-i Ömer’in (r.a.) en mühim ve büyük mahdumu ve sahabe âlimlerinin içinde en mümtazlarından olan o zat-ı mübârek çarşı içinde, alış-verişte, kırk paralık bir mes’eleden, iktisad için ve ticaretin medârı olan emniyet ve istikameti muhafaza için şiddetli münakaşa etmiş. Bir sahabe ona bakmış. Rûy-i zemînin Halife-i Zîşanı olan Hazret-i Ömer’in mahdûmunun kırk para için münakaşasını âcib bir hısset tevehhüm ederek o imamın arkasına düşüp, ahvâlini anlamak ister.

Baktı ki Hazret-i Abdullah hâne-i mübarekine girdi. Kapıda bir fakir adam gördü. Bir parça eğlendi; ayrıldı, gitti. Sonra hanesinin ikinci kapısından çıktı, diğer bir fakiri orada da gördü. Onun yanında da bir parça eğlendi; ayrıldı, gitti.

Uzaktan bakan o sahabe merak etti. Gitti o fakirlere sordu: “İmam sizin yanınızda durdu, ne yaptı?”

Her birisi dedi: “Bana bir altın verdi.”

O sahabe dedi: “Fesübhânallah! Çarşı içinde kırk para için böyle münakaşa etsin de, sonra hanesinde ikiyüz kuruşu kimseye sezdirmeden kemâl-i rıza-yı nefisle versin!” diye düşündü, gitti, Hazret-i Abdullah İbn-i Ömer’i gördü. Dedi:

“Ya İmam! Bu müşkülümü hallet. Sen çarşıda böyle yaptın, hanende de şöyle yapmışsın.”

Ona cevaben dedi ki: “Çarşıdaki vaziyet iktisat'tan ve kemâl-i akıldan ve alış-verişin esası ve ruhu olan emniyetin, sadâkatin muhafazasından gelmiş bir hâlettir; hısset değildir. Hanemdeki vaziyet, kalbin şefkatinden ve ruhun kemâlinden gelmiş bir hâlettir. Ne o hıssettir ve ne de bu israftır.”

İmam-ı Azam, bu sırra işaret olarak,

“Hayırda ve ihsanda (fakat müstahak olanlara) israf olmadığı gibi, israfta da hiçbir hayır yoktur.” demiş.

Lem’alar, 19.Lem’a 6.Nükte Risale-i Nur Külliyatı

Facebook'ta Paylaş Twitter'da Paylaş